Bilinçaltı


Karanlığın içinden çıkan şekilsiz yaratıklar beni korkutuyor, üstüme üstüme gelip bana tehditler savuruyorlar.
Kaçmak istiyorum, fakat hangi yöne gideceğimi şaşırıyorum.
Bağırıp, yardım çağırmak istiyorum. Sesimin çıkmadığını fark ediyorum. Sessiz bir çığlık atıyorum. Bunu sadece ben duyuyorum.
Bütün şekilsiz yaratıkların üstüme geldiğini görüyorum. Onlar üstüme geldikçe enerjilerinin benim vücudumda toplandığını hissediyorum.
Teker teker vücuduma giriyorlar ve artan basınç yüzünden patlıyorum.
Aniden gözlerimi açıyorum.
Bu kadar enerjinin vücudumda toplanmasına ve bunun kalp hızımı arttırmamasına şaşırıyorum.
Karanlık rüyaların gizemi hep ilgimi çekmiştir. Bilinçaltıma bu gizemin nereden yerleştiğini düşünürüm. Hangi olay beni böyle gizemli bir rüya görmeye itti?
Bilinçaltı sonsuz kapasiteli bir alandır. İnsanın hayatta yaşadığı her şey bilinçaltına kaydedilir. Birçoğumuz bunu fark etmese de bilinçaltına kaydedilen şeyler bir gün, gün ışığına çıkar.
Ufak bir anımsatma sonucunda, bilinçaltındaki görüntü canlanır.
Bunu genellikle rüyalarda yaşarız. Ne zaman, nerde kaydedildiğini hatırlamadığımız bir şey, rüyalarda farklı şekillere bürünerek karşımıza çıkar.
Bunu, bana en iyi anlatanlardan biri yönetmen David Lynch'tir. Bilinçaltına yerleşen şeylerin rüyalara yansımasını anlatır. Ama bu rüyalar, hep olumsuzun olumlu yansımasıdır. Güçsüz, yeteneksiz, başarısız insanlar hayallerindeki kimliklere rüyalarında kavuşurlar. Bu nedenle Lynch'i seviyorum ve her gece Lynchvari bir rüya görebilmek için uyuyorum.
Bilinçaltına yerleşen şeyler sadece rüyalarda karşımıza çıkmıyor. Bazen bir ses, bazen bir görüntü, bazen de bir koku, bizi alıp başka diyarlara götürür. Bilinçaltına yerleşmiş olan, fakat farkına varmadığımız bir ses, bir koku, bir görüntü, bizi, bunların kaydedildiği zamana götürür. O zamanki ruh halimizi tekrar yaşarız, çok kısa süreli de olsa. Bu nedenle seslere, özellikle de müziğe önem veririm. Görüntüler ve kokular da çok önemlidir, benim için. Daha da önemlisi; bilinçaltıma kaydedileceğini bildiğim için ve bir gün, hiç ummadığım bir zamanda karşıma çıkıp, bana yarar sağlayacağını düşündüğüm için ne bulursam okurum.
Şu an okuduğunuz bu yazının da bilinçaltınıza yerleştiğini unutmayın. Bir gün karşınıza çıkar mı, bilmiyorum ama bu yazının şu an ruh halinize etki ettiğini çok iyi biliyorum.
Bazılarınız böyle saçma bir yazıyı okuma zahmetine girdiği için kendi kendine kızıyordur. Bazılarınız yazının etkisiyle bilinçaltına yerleşmiş ve bu yazıyı okurken gün ışığına çıkanlarla farklı diyarlara uzanmışlar ve yazının sonunu merakla bekliyorlardır.
Bir şekilde bu yazı ruh halinize etki ediyor. Tabii bu yazıyı yazdığım için benim de ruh halim etkileniyor.
Ruh halimi etkileyerek ya da etkilemeyerek bilinçaltıma yerleşen şeylerin gün ışığına çıkma biçimi her zaman ilgimi çekmiştir. Özellikle rüyaların benim için ayrı bir önemi vardır. Çünkü rüyalarım sayesinde kendimi ve bana etki edenleri daha iyi anlarım.
Bu nedenle her gece rüya görebilmek için uyurum.
Bir de rüyalar dışında, beni etkileyen şeylerin neler olduğunu öğrenmek için bir gün hipnotize olmak ve bir kamera karşısında hayatımı anlatmak isterim.
Bundan daha iyi kendini tanıma yöntemi olabilir mi?

Tuna BAŞAR

/yirmiikiekimikibinbeş sifirüçotuz
Afyonkarahisar/

Yorum Gönder

3 Yorumlar

  1. Derya Erdogan8 Temmuz 2011 16:12

    Merhaba,

    Bir pazar günü öğleden sonra oturdum bilgisayarın başına sizin İzmir gözüyle yazdığınız Hayat notlarını okumaya başladım.

    Rüya görmek için uykuya dalmanız, kimi zaman gelecekten yana umutsuz olmanız tam o anda Dostoyevskin' in "Suçtur umutsuzluğa kapılmak." sözü ile umudun tekrar geri dönüşünü okumak çok güzel.

    Birde Nazım Hikmete olan sevginiz Nazım Hikmeti seven biri olarak beni de oldukça mutlu etti.

    Sonra kitap okumanın güzelliğiyle devam etmişsiniz. Eminim iyi bir okuyucu olarak sevgili Mehmet Uzun'un kitaplarını okumuşsunuzdur. Yazılarınızı okurken merak ettiğim bu soru aklıma geldi.

    Biliyorsunuzdur o şimdi çok hasta ve Diyarbakırda tekrar hayat bulmayı bekliyor.

    Sevgilerimle

    Derya

    YanıtlaSil
  2. Şeyma Akyürek8 Temmuz 2011 16:13

    çok başarılı bir yazı olmuş. tebrikler... ancak sürekli aynı zaman ekini kullanmasaydınız daha lezzetli olabilirdi. fakat itiraf etmeliyim ki cümlelerinizi, betimlemelerinizi ve benzetmelerinizi çok kıskandım.

    Şeyma Akyürek

    YanıtlaSil
  3. Bilinçaltının bize sunduğu o gizemli hayal dünyası, bazen de gelecekten geliyor olabilir mi?

    YanıtlaSil