Gece XVIII



6 Temmuz 2009
Pazartesi

İzmir’in en güzel taraflarından biri sanata yakın olması. Benim gibi dışarı çıkınca ilk işi kitabevlerine gitmek olan biri için İzmir bulunmaz bir nimet adeta.
Bugün de, İzmir’deki ilk günümde, dışarı çıkar çıkmaz kendimi kitabevinde buldum. Önceliğim dergilerdeydi. Ama arada bir tane de albüm almayı unutmadım. Varlık, kitap-lık ve Kirpi dergilerinin son sayılarını aldım. kitap-lık Carlos Drummond de Andrade’nin “Dünyayı Taşıyor Omuzlarım”, Kirpi de Amy Lowell’in “Yıldızların Aşkı” adlı şiir kitaplarını hediye etti. Bu sayede kitaplığıma da iki kitap eklemiş oldum. Ama buna rağmen Enis Batur’un Issız Dönme Dolap kitabını almamak için kendimi zor tuttum.
Ben kitabevlerine girince bir şeyler almadan çıkamayanlardanım.
Bir de çıkalı 20 gün olmasına rağmen daha bugün alabildiğim bir albüm var: Sezen’den Yürüyorum Düş Bahçelerinde.
Son günlerim yeterince yoğun geçti. Ayrılıklar, kırgınlıklar, özlemler, hastalıklar… derken kendime hiç zaman ayıramadım. Okuyamadım, yazamadım, gündemi takip edemedim. Taa ki geçen gün Haşmet Babaoğlu’nun köşe yazılarını toplu halde okuyana dek. Orda Sezen’in Pardon şarkısından bahsedince Haşmet, ben de birçok şeyi kaçırdığımı fark ettim.
Sezen her zamanki gibi zekâsını çok iyi kullanmış. Yıllardır Sezen’in şarkılarını başkalarının okuduğunu duyunca çok üzülürdüm ve bu güzelim şarkıların sadece Sezen’e ait kalmalarını isterdim. Belki Sezen de bunu hissettiği için başka şarkıcılara verdiği şarkıları bir de kendisi yorumlamış ve ortaya tadına doyulmaz bir albüm çıkmış.
DMC etiketiyle çıkan albüm 2 CD ve 1 DVD’den oluşuyor. 29 şarkının yer aldığı albümde daha önce Ferhat Göçer, Ebru Gündeş, Işın Karaca, Sibel Can, Kenan Doğulu, Levent Yüksel gibi şarkıcılardan duyduğumuz şarkıların Sezen Aksu yorumlarının yanında 3 tane de yepyeni Sezen şarkısı bulunuyor.
Albümü birkaç defa dinlememe rağmen gece hâlâ beni Sezen’den uzaklaştıramadı. Sanırım son zamanlarda dinlediğim en iyi albümler sıralamasında en başa şimdiden bu albümü koyacağım. Sezen beni müziğe doyuruyor ve mırıldandıklarımı Sezen şarkıları oluşturuyor.

En son küçük İskender’in Medusa’nın Makası kitabını bitirmiştim. Üzerinde çok fazla düşünme fırsatım olmadığı için Okuma Defterime o kitapla ilgili tek satır yazamadım. Bu tür durumlarda okuduğum kitapları okudum saymıyorum. Yeniden okunacaklar arasına koyuyorum Medusa’nın Makası’nı.
Günü Varlık, kitap-lık, Kirpi dergilerinin yanında Cevdet Bey ve Oğulları ve Brecht’in şiirlerine bırakmıştım. Gece de Cevdet Bey ve Oğullarına ayrıldı. Belki uyumadan önce biraz da Tezer Özlü okurum. Tabii Sezen müziği eşliğinde…
Yakında Tezer Özlü üzerine bir inceleme yazısı yazmayı planlıyorum. Çizilemeyen Portrelerin ilki Tezer’e ayrıldı. Daha sonra Oğuz Atay, Nilgün Marmara, Ferit Edgü ve Sevim Burak’la çizemediğim portreleri kâğıda dökmeye çalışacağım. Şimdilik gece okumam için beni çekiştiriyor. Geliyorum gece!

Tuna BAŞAR

6temmuz’09gecesi izmir

Yorum Gönder

0 Yorumlar