“Suçtur Umutsuzluğa Kapılmak”


Hiç geleceğe umutsuz baktığınız oldu mu? Geleceğin size hiçbir şey getirmesini beklemeden yaşadığınız... Kendinizi yalnız, yapayalnız hissettiğiniz... Tek umudu yazmakta aradığınız...
Etrafıma bakıyorum, bir de kendime. Etrafımdaki insanlardan ne kadar da uzağım. Hayata benim gibi bakmıyorlar. Benim düşüncelerime sahip değiller. Benim düşüncelerimi saçma buldukları oluyor. Tek işi geyik yapmak, havadan-sudan muhabbet etmek, futbol konusunda tartışmak olan bir sürü insan... Onlardan ne kadar da uzağım.
Kendi kafa yapıma uygun insan bulmakta zorlanıyorum. Kitap okumayan, kültür-sanattan anlamayan, okuduğum kitaplarla dalga geçen, kitap okumamayı bir erdem olarak gören ve bununla da övünen, insanlara saygı duymayı bilmeyen, insanlara saygı duymayı bilmedikleri gibi kendilerine de saygıları olmayan, düşünmeyen ve düşünmekten uzak yaşayan, düşünen insanlarla da "Felsefe yapma!" diyerek dalga geçen, araştırmadan uzak ve ezberci bir ton insan...
Bu insanlara yani çevreme bakıyorum ve umutsuzluğa kapılıyorum. Düşünen insan yetiştiremiyoruz ve düşünen insanları da sindirmeye çalışıyoruz. İnsanların düşüncelerini açık açık söylemesini engelliyoruz. İleriye umutla bakamıyorum. Gelecek parlak günlere inanmıyorum. Bu gençlikle parlak günler hayal gibi duruyor. Bu umutsuzluk beni daha da okumaya itiyor. Kendimi daha da geliştirmek için uğraşıyorum. Etrafımdaki insanları okumaya teşvik ediyorum.
Bu ülkenin düşünen ve gerçekleri görebilen insanlara ihtiyacı var.
"Suçtur umutsuzluğa kapılmak." Kimindi bu söz? Dostoyevski'nin miydi?
Bu ülkede düşünmek suç olduğu sürece umutsuzluğa kapılmak suç olmaktan çıkacak sanırım. Bir yaşam biçimi haline gelecek ve umutsuz insanlarla dolu bir ülke haline geleceğiz.
Yoksa geldik mi?

Tuna Başar

/ dörtmartikibinbeş onyedisıfırbir
Afyonkarahisar /

Yorum Gönder

0 Yorumlar