Not Defteri -58-

5 Mayıs 2011 Perşembe - Mutki

Nurullah BerkNargile İçen Adam

Tezer Özlü, Sevim Burak, Tomris Uyar, Füruzan ve Ayfer Tunç öykülerinin etkisi altına girdiğim günden beri kadın öykücülerimiz daha bir dikkatimi çeker oldu. Sema Kaygusuz, Sibel K. Türker öykülerinde aradığım tadı tam olarak bulamasam da hâlâ kadın öykücüleri ön planda tutuyorum.

• Kadın yazarların öykücü, erkek yazarların da romancı ve şair olabileceğine dair birçok ipucu var elimde.

• Şair Emirhan Oğuz’un Myndos Geçişi adlı şiir kitabı…

Selim İleri’nin Her Gece Bodrum adlı romanını her yaz okuma isteği çöreklenir zihnime. Ve her yaz bu kitabı okuduğumda, yaz sonunda hüzünlü sonbahara ulaşmış hissine kapılırım. Temmuz sıcağında bile…

• Neden edebiyat dergilerinde yazıları, şiirleri, öyküleri yayınlanan yazarlar hakkında kısa bilgiler de yer almıyor? Neden o yazarın en son çıkan kitabı, yakında çıkacak kitabı ve neler üzerinde çalıştığı gibi bilgiler yer almaz ki? Eskiden kitap-lık dergisi bu şekilde bilgileri derginin en sonunda tek sayfada yayınlardı. O sayıda yazan yazarlar, şairler hakkında kısa bilgilere yer verirdi. Şimdi bu uygulamayı niçin hiçbir dergi yapmıyor?

• Yıllıklarda da bu tür bilgilerin yer almaması çok üzücü. Şairlerin sadece doğum tarihlerine yer veriyorlar, fakat hangi kitabı yayınlanmış, şiir dışında ürünleri var mı ve kaç yıldır şiirle ilgileniyor gibi bilgilere yer verilmiyor. Oysaki Mehmet H. Doğan’ın yıllıklarında hemen şair isminin altında çok kısaca bilgiler de olurdu. O bilgiler çok kısa olmalarına rağmen fazlasıyla ilgi çekerdi.

• En kısa zamanda Afyonkarahisar üzerine bir İzlek yazısı yazmalıyım.

• Neden insanlar sırf hırsları uğruna mantıklı hareket etmediklerini fark edip bir an önce kendilerine çeki düzen vermeye çalışmazlar ki? Niçin birçok kişi sürekli kendi düşüncesinin en doğru düşünce olduğunu düşünüp başkalarını dinlemekten bile uzak olur ki?

• Ne zaman eleştiriye açık bir hükümete sahip olacağız? Mesela, ne zaman bir başbakan belli periyotlarla önemli TV kanallarına çıkıp her türlü soruyu açık yüreklilikle cevaplayacak? İnsanların aklında hiçbir kuşkunun kalmamasını önemseyen bir başbakana ne zaman kavuşacağız?

• Edebiyatı kurmaca ve kurmaca dışı diye ikiye ayırırsak. Kurmaca edebiyatı öykü ve roman; kurmaca dışı edebiyatı da deneme, şiir, eleştiri, günlük, gezi, mektup ve portre diye kendi arasında sınıflandırırsak eğer. Ben yazmaya gönül vermiş bir okur olarak daha çok kurmaca dışı edebiyata ilgi duyuyorum. Şiir, deneme, anı, eleştiri kitaplarını öykü ve romana tercih ediyorum.

• Bazı yazarların günlüklerini okumayı isterdim: Yaşar Kemal, Ferit Edgü, İhsan Oktay Anar, Ayfer Tunç, Murathan Mungan, Selim İleri, Kürşat Başar.

• Yazarların, şairlerin projelerinden bahsetmesinde değişik bir haz yatıyor benim için. Özellikle aynı anda birden çok proje üzerinde çalışan yazarların varlığı bir okur olarak beni huzurlu kılıyor. Dört koldan yazan yazarları seviyorum. Kafalarında birden çok projenin aynı anda hayat bulmasına şaşırdığım oranda bu projelerin günün birinde ardı ardına elime geçeceğini düşününce de ayrı bir keyif yaşıyorum.

• Şairlerin yazdığı romanlar değil de romancıların yazdığı şiirler daha çok ilgimi çekiyor. Tıpkı öykücülerin yazdığı romanların değil de romancıların yazdığı öykülerin daha fazla ilgimi çekmesi gibi.

Marcel Proust’un Geçmiş Zaman Peşinde adlı kitabını bir an önce okumalıyım.

• Okuduklarım
      -          Hilmi YavuzGeçmiş Yaz Defterleri
      -          Halikarnas BalıkçısıAganta Burina Burinata
      -          Der: Erdal DoğanHer Güne Bir Şiir

Tuna BAŞAR

Yorum Gönder

0 Yorumlar