İçebakan -II-


Niçin Yazıyorum?

Niçin yazıyorum, sorusu her yazan kişi gibi benim de kafamı uzunca bir süredir kurcalıyor. Her seferinde kendimce bu soruya cevaplar bulsam da bir türlü bulduğum cevaplar beni tatmin etmiyor. Şimdi bu sorunun cevabını bir de yazarak bulmaya çalışacağım.
Öncelikle keyif aldığım için yazdığımı belirtmeliyim. Ve okumaktan keyif aldığım şeyleri yazdığımı da söylemeliyim.
Nedir benim okumaktan keyif aldığım şeyler peki? Özellikle kısa ve özlü yazıları okumayı çok severim. Aforizmaları, değinmeleri, alıntıları, kıssaları ve içinde birden fazla sanat veya sanatçıya göndermeler bulunan yazıları okumaktan keyif alırım. Tabii ki şiir ve şiir üzerine yazılar. Elbette keyif aldığım türde her şeyi yazmam mümkün değil. Ama özellikle okuyucunun zihninde yeni düşünceler uyandıran ve okuyucuda bir farkındalık yaratan yazılar benim için çok önemlidir. Okuyucuya yeni okuma yolları açan ve bambaşka sanat eserlerine yönlendiren yazılar da vazgeçilmezimdir. Benim yazmamdaki en önemli amaç eğer bir kişi bile yazdıklarımı okursa o kişinin zihninde biraz da olsa bir kırıntı bırakmaktır. Nedir bu kırıntı? Yeni bir yazar adıyla karşılaşmasını sağlamaktır. İyi bir filme yönlendirmektir. Kaliteli bir kitabın sayfalarına eriştirmektir. Ya da edebiyata, sanata yeni bir şeyler katan bir sanatçıyla tanıştırmaktır. Bunun için de bir yazıyla karşılaşan okurun merak etmesini sağlamak gerekir. Bir film afişi, bir kitap kapağı, bir dize, bir alıntı ya da bir öneri bunun için yeterli olacaktır.
Ben uzun yazıları okumaktan sıkılırım çoğu zaman. Tabii ki önem verdiğim yazarların uzun yazılarını okurum, fakat internette karşıma çıkan ve adını ilk defa duyduğum bir yazarın yazdığı uzun yazıyı okumakta zorlanırım. Ben de kendimi bu durumda gördüğüm için yazdıklarımla karşılaşan bir kişiyi sıkmamak için genelde yazılarımı kısa tutmaya çalışırım. Hayat Notları, Not Defteri, Günlükler, Gece, Değinmeler bu düşüncenin eseri olarak ortaya çıkmışlardır. Bir de kitaplar üzerine yazılan yazıları daima okumayı tercih etmişimdir. İyi bir okur kitap yazılarını önemser diye düşünürüm. O nedenle de Kitap Eleştirileri, Okuma Defteri ve yakında başlayacağım Okuma Günlüğü bu düşünce doğrultusunda kendi yolunu bulmuştur. Kişilerin zihninde bir farkındalık yaratma düşüncesi sonucunda da Okuduklarım, İzlediklerim, Resim Defteri ve Dinlediklerim ortaya çıkmıştır. Kendimce şiirsel karalamalar olarak nitelediğim ve Alıştırmalar olarak da yayınladığım şiirsel metinler de şiire olan bağlılığımdandır. Planlar yapmayı ve bu planların da okuyan kişiye yeni yollar açmasını istediğim için de Rota ve Penguen Kolu/Kanadı’nı yayınlıyorum.
Tabii ki en başta da dediğim gibi yazmaktan keyif aldığım şeyleri yazıyorum. Sonuçta burası benim dünyam. Bu işten bir kazanç elde edip kendimi yazar/şair olarak lanse etmediğime göre istediğimi yazma hakkına sahip olduğumu düşünüyorum. Okumaktan keyif alan olursa okur, beğenmeyen olursa da bir daha yazdıklarımı okumaz diye düşünüyorum.
Ve tabii ki yazmak benim için hayata tutunmanın önemli bir göstergesidir. Ama yazmaktan daha önemli bir hayata tutunma yolu sorarsanız hiç düşünmeden okumak derim. Yazdıklarım da bir okuma sevdalısının notları olarak değerlendirilebilir.

Tuna BAŞAR

Yorum Gönder

0 Yorumlar