Gece LXXVI


8 Eylül 2014
Pazartesi

Bir sanat televizyonunun eksikliğini hissediyorum. Yüzlerce TV kanalının yer aldığı dijital platformlarda bile doyurucu bir sanat temalı kanal eksikliği göze batıyor. Elbette pek kimsenin bu eksikliği önemsediği yok. Çünkü halk sanata her zaman mesafeli duruyor. Ama belli bir ücret karşılığında yayın yapan Digitürk ve D-Smart gibi yayın platformlarının bu konuda bir kanal açmamış olmaları da biraz düşündürücü. Sinema üzerine onlarca kanal yayın yapıyor. Sanatsal sinema için de kanallar mevcut ama 7. Sanata bu kadar önem veren yayıncılar sanatın diğer dallarına duyarsız kalmayı tercih ediyorlar. Birkaç kanalın yayın akışına serpiştirdiği sanata yönelik yayınlar da bir açığı kapatmaktan uzaklar. Bu konuda biraz olsun İz TV biz sanatseverlere yönelik yayınlar da yapıyor ama bu bile yeterli değil benim için. Edebiyat başta olmak üzere resim, müzik, tiyatro, heykel, opera ve bale konusunda yeterli yayın bulamıyoruz. Aslında haftada 40 saatlik sanat yayını yapan bir televizyon kanalı tüm ihtiyacı giderecektir. Yazar, şair, ressam, müzisyen ve tiyatrocuların hayatına odaklanan yayınlar, klasik sinemanın başyapıtları, önemli tiyatro oyunları, opera ve baleler, kitap tanıtımları, söyleşiler, dünyanın önemli müzeleri hakkında bilgi verici yayınlar, güncel sanat olayları, şiir okumaları gibi içerikleri izleyiciye sunacak bir TV kanalı benim için bulunmaz bir nimet olurdu. Tabii sesimi duyacak ve bu konuda adım atacak bir kişi olur mu, bilemiyorum. Bana böyle bir yetki verseler ilk iş olarak Enis Batur’la bu konuda fikir alışverişinde bulunurdum. Onun da bu konuda ciddi düşünceleri olduğunu biliyorum. Bu konuya yakın olarak yazdığı “Faydasız Kilisenin Papazı: Televizyon” başlıklı yazısı hâlâ aklımda.

8eylül’14gecesi edirne

Tuna BAŞAR

Yorum Gönder

0 Yorumlar