Okuma Günlüğü -7-


1 Ağustos 2015 Cumartesi

Bir süredir aksattığım için en çok üzüntü duyduğum projelerimden biri olan Okuma Günlüğü’me bundan sonra daha fazla önem vereceğim. Yakın zamanda okuduğum Enis Batur’un Dalgınlık Kursları ve Işık, Oğuz Atay’ın Tehlikeli Oyunlar, Ferit Edgü’nün Şimdi Saat Kaç, Goethe’nin Genç Werther’in Acıları ve Marguerite Duras’nın Sevgili kitapları için Okuma Günlüğü’me yazmayı çok istedim ama zaman darlığından bunu yapamadım. Fakat bu kitaplar üzerine Okuma Defteri’nde yazacağım.
Şimdi yeniden bu projeme yoğunlaşırken elimin altında yine birden fazla kitap var. Önümüzdeki bir hafta boyunca okumayı planladığım kitaplar şunlar: Kürşat Başar’ın Yaz, Nâzım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları, Milan Kundera’nın Gülünesi Aşklar, küçük İskender’in Cin Kontrol Noktası ve Ahmet Say’ın Müzik Nedir, Nasıl Bir Sanattır? adlı kitapları.


Öncelikle Kürşat Başar’ın Yaz’ını okumaya başladım. Bu kitabı ilk çıktığı zaman da alıp büyük bir bölümünü okumuştum. Fakat Kürşat Başar’ın eski kitaplarındaki lezzeti bulamadığım için yarıda bırakmak zorunda kalmıştım. Şimdi yeniden okurken daha bir keyif aldım. İlk okumam sırasında yaşadığım hayal kırıklığı beni fazlasıyla şaşırttı. Bilge Karasu’nun da dediği gibi her kitabın okunma zamanı farklıdır ve her okuma aynı lezzeti vermek zorunda değildir.
Kürşat Başar her zaman olduğu gibi karakterlerinin ruh halini fazlasıyla derinden hissettiriyor okura. Ayrıca daha önce hiç yapmadığı çok da önemli bir şeyi yapıyor bu kitapta: Kitap okumak ve kitaplar hakkındaki düşüncelerini de bize karakteri Murat üzerinden aktarıyor.
Barış Harekâtı öncesi Kıbrıs’ta yaşayan Türkleri odağına alarak başlıyor kitap. Annesi onu doğururken ölen Murat babası ve babaannesiyle birlikte yaşamaktadır. Bir sabah babası işe gider ve bir daha geri dönmez. Belli bir süre babasından haber almaya çalışırlar fakat bir haber gelmeyince onun öldürülmüş olduğunu düşünürler. Adadaki yaşam da günden güne zorlaşmaya başlayınca babaannesiyle birlikte İstanbul’daki amcasının yanına göç ederler. Murat’ın kitap tutkusu da amcası sayesinde gelişir. Bir yandan İstanbul’u arka plana alan roman Murat’ın Emel’le tanışmasıyla ve birlikte geçen bir yaz mevsimiyle şekil değiştirir. Bir aşk hikâyesine dönen roman Kürşat Başar’ın her zamanki duyguyu aktarma becerisi sayesinde okurda derin bir etki bırakmaya başlar.

Tuna BAŞAR

Yorum Gönder

0 Yorumlar