Okuma Günlüğü -34-


6 Ocak 2017 – Cuma

Bugüne kadar sadece Venedik’te Ölüm adlı kitabını okudum Thomas Mann’in. 1929 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olan yazarın Buddenbrooklar ve Büyülü Dağ adlı kitapları da birçok kişi tarafından tavsiye ediliyor ama her iki kitabın da hacmi benim gözümü korkuttuğu için Venedik’te Ölüm’den sonra bu kitapları okumaya cesaret edemedim. Venedik’te Ölüm adlı uzun öyküsünden de, açık söylemek gerekirse, umduğum tadı bulamamıştım. Üstelik kitabın çevirmeni Behçet Necatigil’di. Belki yeniden Venedik’te Ölüm’ü de okumam gerekir. Çünkü bazı kitapların okunma zamanı da kitabın içeriği kadar önemlidir. Doğru zamanda okunan önemli bir kitap okuru derinden etkileyecektir.


Thomas Mann’in Değişen Kafalar adlı romanıyla karşılaşınca bu düşünceler zihnimden akıp geçti. Thomas Mann okumak için iyi bir bahane olabilir bu durum diye düşünerek kitabı aldım. Kitabın arka kapağında yazanlar da beni kitaba çekti diyebilirim: “Mann eserinde, kelimenin tam anlamıyla mitolojik bir Hint fantezisi yaratmıştır. Doğu ve Batı, zihin ve beden, dostluk ve aşk, erotizm ve ruhsal uyum gibi motifler üzerine çok şey söyleyen Değişen Kafalar, mitolojik ve fantastik bir öykü.”
Özellikle Bir Hint Efsanesi altbaşlığını taşıması ve son zamanlarda mitolojiye yoğunlaşmış olmam nedeniyle bu romanın beni içine çekeceğini düşünerek okumaya başladım.

Tuna BAŞAR

Yorum Gönder

0 Yorumlar